Abdullah KALKAN

Abdullah KALKAN

CİZRE’NİN YAKIN TARİHİNDE KELEK TAŞIMACILIĞI

Bizim yaşımızdakilerin son örneklerine şahit oldukları, bizden büyüklerin ise birebir kullandıkları, kullanım alanlarını bizzat yaşadıkları kelekler, tarihin eski devirlerinden yakın zamana, 1990 lı yılların başlarına kadar mevcudiyetlerini muhafaza edebilmişlerdir.

Modern deniz ve nehir üstü taşıma araçlarının ilk örnekleri olarak kabul edilen kelekler ilk olarak ASUR kabartmalarında görülmüştür. Asur kabartmalarında ve desenlerinde “KALAKU” olarak yazılmış olan keleklerin ilk kez Mezopotamya bölgesinde yapıldığı ve kullanıldığı kabul edilmektedir.

Taşımacılıkta suyolları tarihinin her devresinde ehemmiyetini muhafaza edebilen keleklerin ilk örnekleri, kesilen keçi postlarının çeşitli dikiş teknikleri ve debukan benzeri ağaçlardan edilen bir çeşit reçine ile yapıştırılması ile ortaya çıkan postların üstüne bağlanan kalınca değnekler ve bu derneklerin üzerine örtülen kamış bağları ile nehir üstünde batmadan yüzebilen nehir taşıtları şeklinde karşımıza çıkmaktadır.

Yük ve yolcu taşımacılığında zamanında çok kullanılan kelek taşımacılığı özelinde bölgemizde üç yerin adı ön plana çıkmaktadır. Buralar; Diyarbakır, Hasankeyf ve Cizre’dir. Botan Beyliğinden sonra devam eden Osmanlı Devleti döneminde de güzergâh Diyarbakır’dan başlar, sırasıyla Hasankeyf, Cizre ve son olarak Musul ve Bağdat’tır.

Özellikle Cizre bu taşımacılıkta kilit isim olarak karşımıza çıkmaktadır. Cizre Kalesi içerisinde bulunan Hamidiye Alayı Kışlası’nın bu önemli suyolunu korumak amaçlı yapıldığı bilinmektedir. Kelekçiliğin ilk zamanlarında kullanılan keçi ve dayanıklı hayvan postlarından elde edilen tulumların yerini zamanla araçların tekerleklerinde kullanılan iç lastiklere bırakmıştır.

İlçemizin saygın ailelerinden olan TULUKÇU ailesinin büyüklerinin de yakın zamanlara kadar mesleklerinin tulum yapımcılığı olduğu bilinmektedir. Kulakları Çınlasın, Hacı Ömer Tulukçu ağabeyime eski bir tulum fotoğrafı gönderdiğimde gülerek bu bizim dedemizin ve babamızın mesleği idi dediğini duydum. Demek ki baba mesleği olan tulum işi Ömer beyin hatırladığı bir döneme kadar devam etmiş.

Zamanında en önemli lojistik taşıma aracı olarak kabul edilen kelekçi esnafına yük bulan ve onları yönlendiren günümüz nakliyecileri ve lojistikçileri gibi Cizre’de bu işleri organize eden, yük bulan ve bu iş karşılığında komisyon alan bir ailenin çocuklarının halen Cizre’de yaşadığını duydum.

Mezopotamya Bölgesinin yakın tarihinde adına sık duyulan, Hatta Mezopotamya’nın Robin Hod’u olarak kabul edilen “ALO DİNO” isimli şahsın Dicle Nehri üzerinden geçen Keleklerden vergi aldığı. Bu durumu kabul etmeyen Beyler ve sonrasında Osmanlı Devleti askerleri ile çatıştığı ve bu nedenle eşkıya olarak kabul edildiğine dair rivayetler mevcuttur.

Cizre’de 1990 lı yılların başlarına kadar benim şahsen tanıdığım birkaç aile bu işten geçimini sağlıyordu. Rahmetli Hacı Ali SEVDA, Rahmetli Ali AYDIK ve komşumuz Mustefayé KELEKVAN hatırladığım isimlerdir. Hatta çocukluğumda birkaç defa komşumuzun çocukları ile birlikte kelek üzerinde getirilen yakacak odunların kıyıya taşınmasına yardım ettiğimi ve bu iş karşılığında komşumuzun anneme birkaç tane yakacak odun verdiğini hatırlıyorum.

Bu yazı toplam 170 defa okunmuştur
Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Abdullah KALKAN Arşivi