Abdullah KALKAN

Abdullah KALKAN

ESKİ CİZRE RAMAZAN GELENEKLERİ

Tarihi nerede ise insanlık tarihi kadar eski olan ve birçok medeniyete beşik olmuş Kadim Cizre’mizin eski Ramazan gelenekleri ve bu kutsal ay içerisinde yaşanılanları ile günümüz Ramazanları arasında mukayese edilmeyecek kadar değişkenler oldu demek abartılı olmaz sanırım. O dönemin bakir ve temiz duyguları ile bu aya özel yapılan davranışlar tüm çocukları ibadete ve özellikle de oruç tutmaya teşvik ederdi.

O döneme ait aklımda kalan bazı davranış ve gelenekleri sizler ile paylaşmak istedim.

1-İLK GÜN PİRİNÇ PİLAVI PİŞİRMEK

Bajari ile adlandırılan Cizre’nin yerli halkı arasında yaygın bir gelenekti diye hatırlıyorum. Rahmetli babaannem de Kelehi ( Kale Mahallesinden) olduğu için bizim evde de mutlaka uygulanırdı. İnanca göre Ramazan ayı başlangıcında yenilen pirinç pilavı bu kutsal ay boyunca insanın midesinde zikir edermiş. Bununla kalmaz insanın acıkmasını da engellermiş.

2-ÖLMÜŞLERİN YEMEK PAYI

Bu kadim memlekette bu kutsal davranış aslında yılın on iki ayı devem ediyor. Ama Ramazan ayında bu dayanışma ve ulu hareket bir tık daha ön plana çıkar. Hane halkı için iftar yemeği için pişirilen yemeklerden önce ihtiyaç sahibi bir aileye gönderilir. Bu yemeğe Ğarna Mıriya yani Ölülerin yemek payı, ölmüşlerin yemeği denilirdi.Bu gelenek o kadar benimsenmiş bir düzene sahipti ki örneğin bu gün için götürülen yemek kapları o evde kalırken önceki günden kalan yemek kapları eve götürülürdü.

3-ORUÇ TUTAN ÇOCUĞU SIRTTA TAŞIMAK

Bu geleneğin günümüzde uygulandığına dair pek bir umudum kalmış değil. Bu uygulama evin küçüklerini oruca ve ibadetlere teşvik etmek amacıyla uygulanan harika bir gelenekti. Evin reisi o gün oruç tutmuş olan çocuğu ödüllendirmek için ev halkının ve bazen de sokaktakilerin göreceği kadar sırtında taşırdı. Çoğu kez ödül sadece sırtta taşımak ile kalmaz para gibi harçlık ve değişik armağanlar da verilirdi. Bu ödül sistemi çocuklar arasında bir itibar göstergesi haline gelmişti. Çocuklar oruç tutmak için zaman sayarlardı. Birçok çocuk sahura kaldırılmaları için anne ve babalarına yalvarırlardı.

4-ORUCU DİKMEK

Aile içerisinde oruç tutan çocuklar ödüllendirildiği için bir gün boyunca oruç tutamayacak olan çocuklar içinde oruç dikme geleneği mevcut idi. Yaşı küçük olan çocuk bir gün öğlene kadar öbür gün de öğleden akşama kadar oruç tutunca babaannesine giderdi ve oruçlarını sözüm ona dikerdi. Bir anne ve yöresel ezgiler eşliğinde babaanne bu görevi yerine getirir ve çocuğun bir tane tam oruç tuttuğu kabul edilirdi.

5-ÖLMÜŞLER İÇİN EKMEK DAĞITMAK

Bu geleneğimiz kısmen değişime uğramış olsa da günümüze kadar ulaşabilmiştir. İnşallah bizden sonraki kuşaklara da ulaşacaktır. Ramazan ayı sonlarına doğru yapılırdı. Tandırda pişirilen çörek kıvamındaki tandır ekmeklerinin ya da fırınlarda pişirilen pidelerin üzerine evlerde pişirilen un helvası (ŞİRANİ) veya lokum konulur en az 10-15 haneye bu tatlı ve ekmek dağıtılırdı. Bu geleneğe de NANê MIRİYA yani ölmüşlerin ekmeği, ölmüşlerin ekmek payı denilirdi.

6-CİZRE’LİLERİN ÇARŞIDA SOKAKTA BİRBİRLERİNE İFTARLIK ALMASI

Bu gelenek kısmen bu gün de varlığını korumaktadır demek yanlış olmaz. Büyüklerimizden bize kalan güzel geleneklerden bir tanesidir. Ramazan ayı boyunca insanlar birbirlerine iftarlık alırlar. Çoğu kez tatlı ve çiğköfte şeklinde yapılsa da başka şeylerin de alındığını söylemek lazım

Gelişen teknoloji ve sayısal anlamda aileler içerisinde azalan birey sayıları da doğrusu aile yapılarının geniş aileden çekirdek aileye dönüşmesi münasebeti ile bu geleneklerimizden birçoğu artık yaşamamaktadır.

Bu yazı toplam 350 defa okunmuştur
Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
1 Yorum
Abdullah KALKAN Arşivi